Code://14.01.2010.08:40 TedxReset Vol II
Nerde kalmıştık??? Aaa evet hatırladım, sizlere TedxReset’in ne kadar güzel bir deneyim olduğundan bahsediyorudum.:)
“DÜŞÜN” başlıklı bölümdeki konuşmacılardan S.Savaş’ın anlattıkları da oldukça etkileyiciydi. Bu sebepten hemen sizinle paylaşmak istiyorum.
S. Savaş konuşmasında “ Kendimizi tanımlarken kullandığımız birçok öelliğimizi biz seçmiyoruz aslında.”diye bir cümle kurdu ve ekledi “Bizi biz yapanşeyler bizden mi kaynaklanıyor?”
Size soruyorum; sizi siz yapan şeyler sizden mi kaynaklanıyor???
Bu soruya karşılık vereceğiniz cevap aslında cümleye nerden başladığınızla ve kendinizi nasıl tanımladığınıza göre değişir fakat i,şin felsefesine girmeden düşünelim. Vize başvurusunda bulunduğunuzda, web sayfalarına üye olurken (ki neyse ki bu anlayış yavaş yavaş değişiyor), orda burda elinize doldurun diye tutuşturulan bizi tanımlayan formlarda sizden sizi tanımladığı düşünülen ne gibi sorulara ceavap
vermeniz bekleniyor?
Adınız:......
Soyadınız:......
Uyruğunuz:....
Din,dil,ırk,genetik özellikler... S.Savaş bunları biz değil genetik,tarih, sosyoloji gibi bizim dışımızda gelişen şartların belirlediğine değinirken, beni de “bizi biz yapan şeyleri oluştururken/yaşarken bizim bu konuyla ilgili birşeyler yapıp yapmadığımızı” sorgulamaya itti. (Sanırım sizi yine bir iç hesaplaşma seansı sunuyorum.:))Bu konuya daha sonra daha fazla vakit ayıracağım, söz veriyorum fakat bu yazımda sizi bu soruyla başbaşa bırakarak başka bir noktaya geçiyorum.
Yine aynı konuşmada sözü geçen “öğrenilmiş çaresizlik”. Hani engellere takıla takıla boyun eğmeye razı gelip kendimizden vazgeçtiğimiz sahne! Okurken okuduklarınızı onayladığınızı ve kendinizi bu duyguyu yaşamaya yakın hissettiğiniz anların varlığını hissettiğinizi hissediyorum. Ve yüksek sesle “HAAYIRRRR!!!” diye bağırmak istiyorum. En azından şu andan itibaren böyle bir şeye izin vermiyorz. Ok? Hepimiz birer değeriz ve çevremiz için vazgeçilmeziz. Bunu ASLA unutmayın !
Bunu unutmamaya devam ederken bir yandan da diğer konuşmalardan bahsetmek istiyorum. Cem Mumcu’nun konuşması (her ne kadar yeni birşey yerine hepimizin düşüncelerine tercüman olmuş olsa da), Eset’in başarı hikayesi, Lakis Gavalas’ın samimiyeti, Jan Nahum’un konuşmasında verdiği “inanın içindeki YAPABİLİRİM duygusunu tetikletyen” örnekleri, Tunç Kılıç’ın içten paylaşımı ve Zeki Gündüz’ün ciddi sıfatlarının altında yatan zeki,iddialı ve iyi bir gözlemci olduğunu kanıtlayan mizahi yaklşımıyla “Genlerinizi değiştirin!” sloganı altında hazırlamış olduğu provokatör konuşması beni etkileyenler arasında oldu.
Ve son olarak Fatoş Karahasan’ın konuşmasında yapmış olduğu program özetinin salonda sarsıcı ve bir o kadar da eğlenceli bir beyin fırtınası oluşturduğu hissedildi. Bana kalırsa özetin en can alıcı anı ise hepimizin AYRI parmak izleri olduğu fakat iş hayatında AYNIlaştığımızı ve bunu değiştirmek için zihnimizi sıfırlamamız gerektiğini söylemesiydi.
Eğer hala bu satırları okuyorsanız nerdeyse yazımın sonuna gelmiş bulunduğumuzu söylemek zorundayım. Sizlere sabrınız ve merakınız için teşekkür ediyorum. Bu kadar okuduktan sonra benim için ne kadar güzel bir deneyim olduğunu anlamış bulunuyorsunuz ve şu anda eğer ilginizi biraz çekebildiysem ve kendinize çalacak az birazcık vaktiniz varsa ertelemeyin ve TIKLAYIN.
Hepimizin zaman zaman resetlemeye,değişmeye/gelişmeye ihtiyacı oluyor. Özellikle de bu oluşumda sinerji yaratmak adına SANA, SANA ve SANA ihtiyacımız var. Bunu bizimle paylaşmanız dileğiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder