Ev-len-mek-(mi) gerek?!?! Really??


Well I do not know how to say this but.. this has been one of the major problems of this decade.. I gotta warn you, this could get you end up being emotional :)

***
Ev-len-mek...

Bazılarımız bu kelimeyi birebir anlayarak aynı çatı altında olalım, bir yastıkta kocayalım isterler..
Bazılarımız ise yan gelip yatalım, ne kadar mutlu olduğumuzu eşe dosta anlatıp onları çatlatalım derler. Bazılarımız aile baskısı, mahalle baskısı, yaşım geçiyo baskısı vb. baskılardan kurtulabilmek adına evlenmek isterler. Bazılarımız "Artık insaf 10 sene oldu! Evlenmek gerek!" der ve evlenirler. Bazılarımız "Aman Allah korusun!" der, kayıplara karışıp, 6 ay sonra "Evleniyoruz!" diye davetiye gönderirler. Bazılarımız da gerek hayatı henüz keşfedememiş olmaktan, gerekse kariyer diye debelenip dururken hayatı ertelemekten olayı tamamen yok sayarlar.

İşte ben (ve bizim talihli mi yoksa zavallı mı olduğunu henüz kestiremediğim neslimiz) bu en son bahsettiğim grubun mensubu oluyorum sanırım. :)

Bir yandan büyüklerimizin bizlere münasip gördüğü kişileri dinleyip baygınlık geçirmekten, bir yandan sevgililerinden 7/24 şikayet edip hala evlilik planları yapanlardan, öte yandan masal gibi hikayeleri dinleyip "Ayy ne güzeelll!" gibisinden şapşal tepkiler vermekten sistemim altüst oldu. Böylelikle bu uhrevi konuyu masaya yatırmaya karar verdim.

Kenimi bildim bileli beyaz atlı prensini bekleyen bir külkedisi olmadım (belki de olamadım bilemiyorum:) ). Genel olarak bu konuda ne istediğimi ya da ne beklediğimi de bilemedim. Belki de bilmek ve beklemek istemedim. Zamanı gelince (ya da zamansız) karşıma çıkan kişiyle yaşadıkça görmek istedim (şu ana kadar gördüm ki olmadı:) Ama en azından ne istemediğimi iyi bilir oldum:)) ) Yakın geçmişte etrafımda bu konuyla boğuşan ( "boğuşan" diyorum çünkü gözlemlediğim kadarıyla işin içindeki insanların içinde bulundukları durumu betimlemek için daha doğru bir kelime olamazdı herhalde) arkadaşlarımı görünce "Ne oluyo yahu?!" diyesi geliyor insanın. İşin şakası bir yana gerçekten bu kadar büyütülecek bir olay mıdır bu? Eğer öyleyse neden benim bundan haberim yok??

Pekii...

Bir sorum var. İnsanlar daha kendilerini yakından tanıyamazken nasıl olur da karşısındakinin onları tanımasını ve anlamasını beklerler?
Bazen kendileri bile bir sonraki adımlarını kestiremezken karşısındaki zavallının ("zavallı" diyorum çünkü bu durum insanı o noktaya getirebilecek potansiyelde) onun tepkilerini önceden kestirebilmesini ve alttan almasını beklerler? Her geçen gün kendimiz hakkında yepyeni bir yön keşfederken nasıl olacak ta hastalıkta sağlıkta bir ömür boyu hayatı paylaşabileceğimiz kişiye karar vereceğiz? Ya "O" bu yolculuğa bizimle çıkmazsa? Ya hayatı gerçekten paylaşamayacağımızın farkına varırsak? O zaman ne olacak? Arkamıza bakmadan koşup kaçacak mıyız oradan?

Bernard Shaw "İki insan sonunda en taşkın, en çılgın, en düşsel ve en geçici tutkuların etkisi altında, ölüm ayırıncaya dek birlikte, o coşkulu, yorucu ve olağandışı durumda kalacaklarına ant içerler." diyerek "evlenmek" durumunu çok güzel özetlemiş aslında. Ama günümüzde bu durumun son kullanma tarihi nedir?

Pekii...

Ya bize çok aşık olup bizim istediğimizi düşündüğü yönde kendini değiştirip, sonunda aslında bizim ilk başta aşık olduğumuz kişiyi içinde öldürürse? (Ki genelde yapılan hatadır.)

Pekii...

Hayallerimizi desteklemezse- bize inanmazsa?

Like Carrie says; "Maybe some women aren't meant to be tamed. Maybe they just need to run free til they find someone just as wild to run with them." Belki evlilik konusunda pek te örnek teşkil etmeyecek bir karakterden alıntı yapmış bulunuyorum fakat bu sözün gerçekten doğruluk payı olduğuna inanıyorum.

Bunların hiçbirini düşünmeden, doğru kişi (if exists) olup olmadığı konusunda hesap kitap yapmadan, duygularımzıa güvenerek, ayaklarımız yerden kesilerek... EVET diyemiyorsak ortada bir problem var demektir. Günü kurtarmak için yapılan evliliklere karşıyım. Ki hala kadınların işinin bir an önce evlenmek, erkeğin başarısının ise elinden geldiğince evlenmeden kalabilmesk olduğuna inanılan bir toplumsal zihniyette evililik olayının ne kadar objektif algılandığı da tartışma konusu...

Yorumlar

Popüler Yayınlar