Underneath it all... (içimizdeki çocuk)
Sen,
Benim özüm, herşeyim..
Sabahın ilk saatlerinde sahilde yürürken zihnimin sakinliği, gece olunca muzur gülümsemem..
Gözlerimdeki parıltı, kahkahalarımdaki içtenlik..
Hayata olan hayran bakışım, umutlarımın bekçisi, hayallerimin kaynağı, masumiyetim, sevinçlerimin sebebi..
Durgunken içimdeki hüzün, duygusallaştığımdaki gözyaşlarım..Merakım, heyecanım, tutkularım.. Kalbimin uçurtması, zihnimin ücra köşesi..Aydınlığım..
Sen olmasan nasıl yaşarım, nasıl tutunurum herşeye rağmen hayata?
Zaman zaman beni terk etmen beni en çok üzen şeydir şu yaşamda. Sensiz anlamsız, sensiz neşesizim.. Yüzeyselim..
Büyümek kabusunda en parlak hazinemsin sen. En sıkıcı anımda bile beni peşinden hayallerime sürüklemen, kaosumda boğulurken tünelin ucundaki ışık..
Dalgaların alıp götüreceğini bile bile kumdan kale yapmak, yağmurda ıslanacağımı bile bile şemsiye almamak.. Yüzümde soğuk damlalarla yaşadığımı hissetmek.. Sen bana bütün bunları gösterdin. Pes etmemek için kalbimi dinlemeyi, affetmeyi, gülüp geçmeyi öğrettin. Ruhumu serbest bırakmayı, özlemlerimi dile getirmekten kaçmamayı, pür olmayı..
İnancımı kaybettiğim anlarda ne dersen de dinlemeyip hayatı itmiş olabilirim uzağa. Gücümü kaybedince senin heveslerine alaycı yaklaşmış, klişelerle seni kendimden uzaklaştırmış olabilirim. Ama sen beni hiç bir zaman terketmedin. Karanlıkta kalmama gönlün hiç razı olmadı.
Seni yaşatmaya çalıştıkça içimde, büyürken "diğerlerinden" sakınıp saklayarak, seni üzmesinler diye derinlere gömmüş, saklamış olabilirim. Ama şimdi fark ediyorum ki hayatta istediğim her kalıcı şey seninle geliyor bana. Ne olursa olsun yaşama gülümseyebilme gücünü sen olmasan nasıl başarabilirdim ben?
Sana söz veriyorum..
Üzülmekten korkmayacağım, sana yaşanmamışlıkların pişmanlığı ve "keşke"lerle gelmeyeceğim. Ve her ne olursa olsun hayata gülümsemekten vazgeçmeyeceğim..
Çocuk..
Sen olmasan ben nasıl ben olabilirdim?
Benim özüm, herşeyim..
Sabahın ilk saatlerinde sahilde yürürken zihnimin sakinliği, gece olunca muzur gülümsemem..
Gözlerimdeki parıltı, kahkahalarımdaki içtenlik..
Hayata olan hayran bakışım, umutlarımın bekçisi, hayallerimin kaynağı, masumiyetim, sevinçlerimin sebebi..
Durgunken içimdeki hüzün, duygusallaştığımdaki gözyaşlarım..Merakım, heyecanım, tutkularım.. Kalbimin uçurtması, zihnimin ücra köşesi..Aydınlığım..
Sen olmasan nasıl yaşarım, nasıl tutunurum herşeye rağmen hayata?
Zaman zaman beni terk etmen beni en çok üzen şeydir şu yaşamda. Sensiz anlamsız, sensiz neşesizim.. Yüzeyselim..
Büyümek kabusunda en parlak hazinemsin sen. En sıkıcı anımda bile beni peşinden hayallerime sürüklemen, kaosumda boğulurken tünelin ucundaki ışık..
Dalgaların alıp götüreceğini bile bile kumdan kale yapmak, yağmurda ıslanacağımı bile bile şemsiye almamak.. Yüzümde soğuk damlalarla yaşadığımı hissetmek.. Sen bana bütün bunları gösterdin. Pes etmemek için kalbimi dinlemeyi, affetmeyi, gülüp geçmeyi öğrettin. Ruhumu serbest bırakmayı, özlemlerimi dile getirmekten kaçmamayı, pür olmayı..
İnancımı kaybettiğim anlarda ne dersen de dinlemeyip hayatı itmiş olabilirim uzağa. Gücümü kaybedince senin heveslerine alaycı yaklaşmış, klişelerle seni kendimden uzaklaştırmış olabilirim. Ama sen beni hiç bir zaman terketmedin. Karanlıkta kalmama gönlün hiç razı olmadı.
Seni yaşatmaya çalıştıkça içimde, büyürken "diğerlerinden" sakınıp saklayarak, seni üzmesinler diye derinlere gömmüş, saklamış olabilirim. Ama şimdi fark ediyorum ki hayatta istediğim her kalıcı şey seninle geliyor bana. Ne olursa olsun yaşama gülümseyebilme gücünü sen olmasan nasıl başarabilirdim ben?
Sana söz veriyorum..
Üzülmekten korkmayacağım, sana yaşanmamışlıkların pişmanlığı ve "keşke"lerle gelmeyeceğim. Ve her ne olursa olsun hayata gülümsemekten vazgeçmeyeceğim..
Çocuk..
Sen olmasan ben nasıl ben olabilirdim?
Yorumlar
Yorum Gönder