aslında çok güzel hayat..
Bu aralar hayatım için önemli kararlar verme aşamasındayım sanırım. Hafif mide ağrısı, biraz sıkıntı ve her daim derin düşünmekten kaçma çabası bu düşüncemi doğrular nitelikte.. Olaylara, insanlara, kavramlara bakış açım değişiyor sanki.
Son zamanlarda karşılaştığım ve beni şaşırtan bazı olayların gelişim süreci artık ayaklarımın yere daha sağlam basmasını sağladı. Sözler ne kadar önemli olursa olsun aslında bazı insanların sarf ettikleri o kudretli sözleri taşıyamayacak kadar zayıf karakterli olduklarını gördüm. Hayatı boyunca, sözün arkasında durmanın ne denli erdemli bir davranış olduğu aşılanmış bir insan olarak bu durumu hazmetmek kolay olmuyor tabii. Ama öte yandan, bu tarz şeylere takılarak, hayatın bir saniyesini bile bunlara üzülerek harcamanın ne kadar büyük aptallık olabileceğini de öğrendim zamanla. Akıllandım.. :)
Sonra da sorgulamaya başladım.. İçinde bulunduğum durumu, düşüncelerimi, davranışlarımı, alışkanlıklarımı.. Gerçekten değer mi bir şeylere? birilerine?
Hasret kaldığım o kadar çok şey varmış ki.. Düşününce birer birer zihnimin kapısını çaldı hayattan minik kareler.. Yok yere üzmüşüm, sıkmışım kendimi.. Saçma..
Bu süreçte şunu farkettim ki müziğin melodisi bile insanın ruhuna bir başka dokunuyor mutluyken. Gökyüzünün mavisi bambaşka geliyor insanın gözüne huzurluyken. Gözleri bir başka parlıyor insanın kendini güçlü hissedince..
Hani olur ya bazen söylemek istediklerin boğazında düğümlenir kalır.. Kalbin kaskatı kesilir.. Canın sıkılır.. Sonra canının sıkıldığına sıkılırsın.. Bütün bunları bir kenara bırakmak.. Tüm olumsuzlukları yaptığın kağıttan gemiye yükleyip durgun suya bırakıvermek.. Kafanda duyduğun melodiyi mırıldanarak yüzünde bir gülümsemeyle kendi kendine dans etmek.. Kedi gibi kıvrılmak en keyifli köşeye.. Derin bir nefes almak ve tüm sıkıntıları o nefesle dışarı vermek..
Güzel..
Aslına farkına varınca kendinin, tanıyınca kendini..
Güzel..
Hayat çok güzel insan kendi kendine yetince..
Son zamanlarda karşılaştığım ve beni şaşırtan bazı olayların gelişim süreci artık ayaklarımın yere daha sağlam basmasını sağladı. Sözler ne kadar önemli olursa olsun aslında bazı insanların sarf ettikleri o kudretli sözleri taşıyamayacak kadar zayıf karakterli olduklarını gördüm. Hayatı boyunca, sözün arkasında durmanın ne denli erdemli bir davranış olduğu aşılanmış bir insan olarak bu durumu hazmetmek kolay olmuyor tabii. Ama öte yandan, bu tarz şeylere takılarak, hayatın bir saniyesini bile bunlara üzülerek harcamanın ne kadar büyük aptallık olabileceğini de öğrendim zamanla. Akıllandım.. :)
Sonra da sorgulamaya başladım.. İçinde bulunduğum durumu, düşüncelerimi, davranışlarımı, alışkanlıklarımı.. Gerçekten değer mi bir şeylere? birilerine?
Hasret kaldığım o kadar çok şey varmış ki.. Düşününce birer birer zihnimin kapısını çaldı hayattan minik kareler.. Yok yere üzmüşüm, sıkmışım kendimi.. Saçma..
Bu süreçte şunu farkettim ki müziğin melodisi bile insanın ruhuna bir başka dokunuyor mutluyken. Gökyüzünün mavisi bambaşka geliyor insanın gözüne huzurluyken. Gözleri bir başka parlıyor insanın kendini güçlü hissedince..
Hani olur ya bazen söylemek istediklerin boğazında düğümlenir kalır.. Kalbin kaskatı kesilir.. Canın sıkılır.. Sonra canının sıkıldığına sıkılırsın.. Bütün bunları bir kenara bırakmak.. Tüm olumsuzlukları yaptığın kağıttan gemiye yükleyip durgun suya bırakıvermek.. Kafanda duyduğun melodiyi mırıldanarak yüzünde bir gülümsemeyle kendi kendine dans etmek.. Kedi gibi kıvrılmak en keyifli köşeye.. Derin bir nefes almak ve tüm sıkıntıları o nefesle dışarı vermek..
Güzel..
Aslına farkına varınca kendinin, tanıyınca kendini..
Güzel..
Hayat çok güzel insan kendi kendine yetince..
Yorumlar
Yorum Gönder